Sivil Toplum Destek Vakfı

Mimoza Kadın Derneği,  toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı her türlü şiddetle mücadele etmek ve duyarlılık oluşturmak amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2022 döneminde Turkey Mozaik Foundation eş finansmanıyla kurumsal hibe desteği sağladığımız Mimoza Kadın Derneği, finansal sürdürülebilirliğini sağlamak için çalışmalar yürütecek. Dernek hibe kapsamında tam zamanlı Vaka Yönetim Koordinatörü istihdam edecek.

Mimoza Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Çalışmacı Gülbahar Güzel ile yaptığımız röportajda; derneğin yürüttüğü faaliyetler, geliştirdiği işbirlikleri, salgın ve ekonomik krizle beraber faaliyet yürüttükleri grupların değişen ihtiyaçları ve hibe kapsamında yürütecekleri çalışmalar hakkında konuştuk.

Mimoza Kadın Derneği, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu’nun 2022 döneminde vakfımızdan ilk kez hibe alıyor. Okuyucularımızın derneğinizi daha yakından tanıyabilmesi için kuruluş amacınızdan ve yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

19 Ekim 2020’de 7 kurucu üye ile derneğimiz kuruldu. Kurucu üyelerimiz arasında avukat, sosyolog, sosyal hizmet uzmanı ve sağlıkçı bulunuyor. Toplam üye sayımız 52. Mersin Kadın Platformu, Mersin Eğitim İzleme Kurulu, Mersin Kent Konseyi bileşeniyiz. Bunun yanı sıra yaklaşık 500 bileşeni olan Eşitlik için Kadın PlatformuKadın Koalisyonu ve Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı bileşeniyiz. Her ne kadar yönetimde bulunan kişiler olarak uzun yıllardır sivil toplum ve kadın çalışmalarında faaliyet yürütüyor olsak da profesyonel olarak bir kadın kurumunda ilk kez çalışıyoruz. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları, insan hakları, şiddetle mücadele, dava izleme, göç gibi konuları içeren eğitimlere aldık. Dernek olarak hukuki ve psikolojik destek sunuyoruz. Yeni kurulmuş bir dernek olmamıza rağmen yüz yüze, sosyal medya ve telefon üzerinden aldığımız başvurular 500’e yaklaşmış durumda.  Aldığımız bu başvurular sonucunda hukuki destek, psikolojik destek ve kamuoyu oluşturmak gibi hizmetlerde bulunduk. İlk görüşmeleri sosyolog/ aile danışmanı veya sosyal hizmet uzmanı olan arkadaşlar yapıyor. Gelen başvurular ihtiyaca göre destekleniyor. İlk görüşmeden sonra hukuki destek ihtiyacı varsa avukatlarımız görüşme yaparak gerekli bilgilendirmeyi yapıyor. Daha sonrasında, baro adli yardım bürosu üzerinden avukat ihtiyacını karşılamak için başvurunun yapılmasını sağlıyoruz. Psikolojik destek talebi ya da ihtiyacı bulunuyor ise psikolojik destek almasını sağlıyoruz. Sığınma evi talebi olan kadınları için ilgili makamlar aracılığıyla güvenlik tedbirleri oluşturduktan sonra sığınma evlerine yerleştiriyoruz. Danışanların süreçlerinin gerekli takip ve izlemesini yapıyoruz. Ayrıca kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz gibi vakaların dava takiplerini de yapıyoruz. Ekonomik olarak doğrudan bir yardım yapmıyoruz ancak kadınların ihtiyaçları doğrultusunda belediyelerin sosyal hizmetler biriminden yardım almalarını kolaylaştırıyoruz. Derneğimiz kadınların toplumsal ve siyasal süreçlere eşit temsilinin sağlanmasını önemsiyor. Çünkü kadınların karar alma mekanizmalarında yer almaları başta saydığımız sorunların oluşumunu kısmen de olsa engelleyeceğine inanıyoruz. Bunun için de dernek olarak faaliyetler yürütüyoruz ve işleyişimize entegre ediyoruz. Bunu da Diplomasi birimini hayata geçirerek yapıyoruz. Diplomasinin hem devletler arası makro alana indirgenmesine hem de erkeklere özgü bir alan olmasına karşı tavrımızın bir ürünüdür. Diplomasi sadece devletlerin tekelinde olmadığı gibi erkeklerin tekeline de bırakılamaz. Mimoza Kadın Derneği olarak bizler, kadına yönelik şiddetle mücadele edebilmek ve gücümüzü büyütebilmek için bu alanda sözü olan herkesle birlikte dayanışmayı büyütmeyi asli bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Mersin’in demografik ve sosyo-politik yapısını düşündüğünüzde kadınların, LGBTİ+’ların ve çocukların en sık karşılaştıkları sorunlardan bahseder misiniz? Sizce, bu sorunların çözümü için ne tür önlemler alınması gerekiyor?

Türkiye’de ve dünyada kadınlar cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır.  Mersin, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde çok kritik bir noktada olup ülke sıralamasında 4. sırada yer alıyor. Mersin 90’lı yıllarda zorla yerinden edilenlerin, Suriye’deki savaşla birlikte yoğun Suriyeli göçü alan çok dilli ve çok kültürlü bir kent. Ekonomik fırsatlara erişim konusundaki cinsiyet eşitsizliği zorla yerinden edilmiş kadınlar açısından daha da derin. Aynı zamanda Mersin bulunduğu coğrafyadan ötürü tarım sektörüne ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle tarım sektöründe ucuz iş gücü adı altında – ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak- kadınlar sömürülüyor. Ekonomik sömürünün yanı sıra bu sektörde çalışan kadınlar tecavüz ve tacize uğruyor. Uyuşturucu madde kullanıma ve zorla fuhuşa sürüklenerek hak ihlallerine uğruyorlar. Bu da kadın yoksulluğunu derinleşmesine neden oluyor. Bu LGBTİ+’lar için de geçerli bir durum. Sadece toplumsal cinsiyet yönelimleri nedeniyle şiddete maruz kalıyorlar. Dezavantajlı gruplar, kadınlar, mülteciler ya da LGBTİ+’lar şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldıklarında örgütsüz olmaları, kurumsal işleyişe hâkim olmamaları, şikâyet mekanizmalarına erişim konusunda sorun yaşamaları maruz kaldıkları şiddeti derinleştirebiliyor. Derneğimiz cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmama ve toplumdaki tüm bireylerin eşitliğini sağlamak için eğitici çalışmalarda yerini alıyor. Farkındalık ve kamuoyu oluşturmak için çalışma yürütüyor ve bu anlayışı büyütmeyi hedefliyor.

Bu doğrultuda derneğimiz kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetin sonlandırılması için 6284, Cedaw, Lanzarote sözleşmelerinin gereklilikleri doğrultusunda basın ve toplum destekli çalışmalar yapmaktadır.

Salgın koşullarının yanı sıra yaşanan ekonomik kriz de hali hazırda kırılgan olan grupları daha savunmasız bir hale getirdi. Bu durum kadınları ve çocukları nasıl etkiledi? Birlikte çalıştığınız grupların ihtiyaçlarında yaşanan değişimlerden ve bu ihtiyaçları karşılamak için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Pandemi döneminde birçok ülkede kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin arttığı ve ev içi şiddet acil yardım hattı ve sığınma evi talebi konusunda yardım çağrılarının yükseldiği bildirilmekteydi. Bizler de benzer şekilde kriz döneminde ev içi şiddetin ve acil barınma için yardım talebinin arttığını gözlemledik. Pandemi sürecinde artan stresin, ekonomik sıkıntıların, aile bireyleriyle fazla zaman geçirmenin, geleceği bilememenin ve mevcut belirsizlik nedeniyle yaşanan kaygının kadına yönelik şiddet riskini arttırdığını biliyoruz. Aynı zamanda kadınların şiddet esnasında ve sonrasında şiddet gördüğü kişilerle aynı evde kalmaya devam etme zorunluluğu olmaların gerekli yardım almaları zorlaşmaktadır. Mevcut pandemi koşullarında, kadınların ve kız çocuklarının telefon ve acil yardım hatlarına erişimine ilişkin kısıtlamalar ve kolluk kuvvetleri, adalet ve sosyal hizmetler gibi kamu hizmetlerinin aksaması da dahil, bu alanlarda yaşanan sorunlar bu olumsuz durumları daha da büyümesine neden oldu. Bu aksamalar, şiddete uğrayanların sağlık hizmeti, ruh sağlığı ve psiko-sosyal destek gibi ihtiyaç duyduğu bakım ve desteği ulaşmasını da tehlikeye attı.  Pandemi sürecinde kurulan bir dernek olmakla birlikte, pandemiden ve çıkan kısıtlama genelgelerinden kaynaklı saha çalışmaları yapamadık ancak derneğimizi bu süreçte nöbetleşme sistemiyle sürekli açık tuttuk. 7/24 kadınların ulaşabileceği bir telefon hattı üzerinden ve sosyal medya hesaplarımızdan kadınları desteklemeye devam ettik. Acil durumlarda ilgili makamlara ulaşmak adına kişisel izinler kullanarak şiddet ortamından uzaklaştırmaya çalıştık. Yeri geldiğinde sığınma evlerine kendimiz yerleştirdik.

Yerelde çalışmalarınızı hayata geçirirken kamu kurumları, yerel yöntemler ve sivil toplum kuruluşlarıyla ne tür işbirlikleri geliştiriyorsunuz? Bu işbirliklerinin çalışmalarınıza nasıl bir katkısı oluyor?

Yerelde çalışmalarımızı hayata geçirirken kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) tüzüğümüzün ilkeleri doğrultusunda ortaklaşıyoruz. Bursa’da bulunan Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği ile ortaklaşa Şiddeti Frenliyoruz projesinin Mersin ili uygulayıcısı olduk. Proje Türkiye genelinde Van, Trabzon, Mersin ve Edirne’de uygulandı. Projenin hazırlık çalışmaları yapıldı ve bu çerçevede Mersin Şoförler ve Otomobilciler Odası ile protokol imzalandı.  Görünürlüğü sağlamak için basın açıklamaları yapıldı. Proje kapsamında taksi şoförlerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verildi. Araçlarına şiddet gören bir kadın bindiğinde hangi yol ve yöntemi izleyecekleri, hangi kuruma yönlendirecekleri konusunda bilgilendirme yapıldı. Saha çalışması Haziran ayında başladı ve 150 şoföre bu kapsamda eğitim verildi. Önerilerimiz doğrultusunda proje kapsamında kullanılan kitapçık ve broşürler Kürtçe, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde hazırlandı. Bu projenin devamı olarak önümüzdeki dönem Tarsus Şoförler Odası ile protokol imzalayarak Tarsus’ta taksi şoförlerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilecektir.

Derneğimize başvuran kadınlar öncelikle dernek avukatımız tarafından süreçle ilgili bilgilendirip, yasal haklarını anlatılıyor. Daha sonra hukuki desteğe ihtiyacı varsa Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Mersin Barosu Adli Yardım Birimi’ne yönlendirilerek destek alması sağlanmaktadır.

Başvuran kadınların ihtiyaçları doğrultusunda belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri ve/veya Birimler ile görüşülerek oraya yönlendiriyoruz. Başvuran kadınların güvenlik sorunu varsa Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü ile görüşülerek sığınma evine yerleştiriliyor.

Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği ağında yer alarak aynı zamanda Mersin ili koordinatörü ile iletişim halindeyiz. Eğitim ve diğer faaliyetlerine katılıyoruz. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı bileşeniyiz. Teknik konularda destek almakla birlikte, şiddete uğrayan kadınların başvurusu konusunda da destek veriyorlar.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Siyaset ve Kadın Birimleri’ne üyelik gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi ve National Democratic Institute (NDI) ile birlikte Varız Projesi kapsamında 4 günlük belediyenin sığınma evi ve sosyal hizmetler biriminde çalışan personellerine yönelik erkeklik çalıştayı düzenelenecek. Mersin İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü eğitim programı çerçevesinde yöneticilerimiz eğitim aldık. Beraberce Derneği’nin Barış Kültürü Eğitim Ağı- PEACE NET programına katılım sağladık. Beraberce Derneği ile Ortak Sivil Toplum Diyaloğu Ağı- Peace NET projesi kapsamında Barış Kültürünü Yaygınlaştırma atölyesi gerçekleştirildi.

Eşitlik için Kadın Platformu, Kadın Koalisyonu gibi ulusal ağların bileşeni olarak kadın hakları, kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitliği konularda ortak politika geliştirme ve izleme çalışmaları yürütüyoruz. Çukurova Göç ve Mülteci İzleme Derneği iletişim ve işbirliği içindeyiz, rapor ve izleme eğitimi çalışmalarına katılmaktayız.

Mersin Yedi Renk LGBT+ Derneği’nin Farklıyız Birlikte Güçlüyüz projesi kapsamında Mimoza Kadın Derneği işbirliği ile Kesişimsellik Perspektifinden Toplumsal Cinsiyet Eşitliği paneli gerçekleştirdik. 25 Kasım ve 8 Mart haftalarında yönelik çok dilli ilan panoları çalışmaları ve saha çalışmaları yaptık. Yereldeki platformlara katılım sağladık. Mersin İnsan Hakları Derneği ile hak ihlalleri konusuna işbirliği yapıyoruz. Mersin Kadın STK’ları ile işbirliği içindeyiz, ortak politikalar belirliyoruz. Roman Kadın Hakları ve Eşitlik Derneği’nin düzenlendiği Güçlendirilmesi projesi için deneyim aktarımında bulunduk.

Vakfımızın sağladığı kurumsal hibe desteğini hangi kapasite gelişim alanında kullanacaksınız? Bu desteğin derneğinize nasıl bir katkı sunmasını bekliyorsunuz?

Kadına yönelik şiddet oranın artması STK’lara olan ihtiyacı artırmaktadır ve dolayısıyla derneğimize başvurularda da artış görülmektedir.  Bu da beraberinde insan ve mali kaynak ihtiyacını getiriyor. Mali kaynağımız aidat ve bağışlardır. Bağış oranı çok düşük ve yetersiz kalmakta ve bu da bizi sınırlandırıyor. Teknik donanım açısından yetersiz olmamız çalışmalarımızı kısıtlayabiliyor. Ücretli ya da profesyonel çalışanların varlığı faaliyetlerin düzenli ve aksamadan yapılması için önemli bir avantaj sağlamakta, fakat mali kaynak yetersizliğinden dolayı böyle bir imkân yaratılamıyor. Nöbet usulü gönüllüler tarafından gerekli hizmetler özenle ve özverili bir şekilde sağlansa da zaman zaman örgüt çalışmalarının yönetim ve üyelerin yoğunlukları nedeniyle aksamalar, hizmet ve faaliyetlerde süreklilik sağlanamaması gibi durumlarla karşılaşılabiliniyor. Belirttiğimiz tüm gerekçelerden ötürü Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın ve Turkey Mozaik Foundation’ının Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Fonu kapsamında bize sağladığı destek ve dayanışma bizler için çok kıymetli. Kurumsal hibe desteğinizle birlikte derneğimizde insan kaynağı eksiği gideriliyor. Tam zamanlı insan kaynağı açığımızı kapatarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmekteyiz.

Diğer Haberler